23 Ocak 2013 Çarşamba

Bazen ama nadiren o kadar mutlu hissediyorum ki sanki hep gözümün önünde duran bir sis kitlesi kalkmış titreşen tüm atomlar donup kalmış gibi berraklaşıyor etraf. Atomların arasından güneş ışıkları geçiyor ve çarpa çarpa içimden geçiyorlar. Umut bırakıp gidiyorlar. Sanki gözümün önünde duran etrafında döndüğüm şeyi lan burda işte diye buluveriyorum. Öyle yaşama sevinsiyle doluyorum ki etraf müzik gibi geliyor. yükseliyor herşey. Sonra o anlarda çok şükrediyorum sis perdeme. İyi ki nadiren mutlu oluyorum. Çekilecek şey değil. Benim hayatla başa çıkma tarzım sis perdemdir karanlık huzursuz ruhumdur. Mutluluk halim uzasa intihar falan edebilirim paradoksik bir şekilde. Mutsuzluğum en büyük hazinem olmuş. Hayat ben senin aq